DİYEMEM ANNEM
Gönül evimin gülü diyemem Annem
Güller de solar bir gün
Gönül katremin gölü diyemem Annem
Göller de millenip dolar bir gün.
Gönül asumanımın yıldızı diyemem Annem
Yıldızlar da şafakla kayar bir gün.
Gönül dilimin sazı diyemem Annem
Sazın da telleri inlerken kopar bir gün.
Gönül gözümün ışığı diyemem Annem
Işıklar da seherle söner bir gün.
Gönül bahçemin sarmaşığı diyemem Annem
Sarmaşıklarda kuruyup döner bir gün.
Gönül kafesimin kuşu diyemem Annem.
Kuşlar da yuvalarından uçar bir gün.
Gönül dağımın yokuşu diyemem Annem.
Yokuşları da yollar aşar bir gün .
Gönül tahtımın sultanı diyemem Annem.
Sultanlar da tahtından indirilir bir gün.
Gönül savaşımın destanı diyemem Annem.
Destanlar da defterden silinir bir gün .
Gönül yaramın dermanı diyemem Annem.
Dermanlar da çaresiz kalır bir gün.
Gönül şahımın fermanı diyemem Annem
Fermanlar da yırtılıp atılır bir gün.
Gönül köşkümün mimarı diyemem Annem.
Mimarın da projelerini depremler devirir bir gün.
Gönül iklimimin baharı diyemem Annem .
Baharı da sam yelleri kışa çevirir bir gün.
Gönül ırmağımın kaynağı diyemem Annem.
Kaynaklar da kuruyup çekilir bir gün.
Gönül ağacımın yaprağı diyemem Annem.
Yapraklar da dalında sararırken silkilir bir gün.
Gönül ufkumun penceresi diyemem Annem
Pencereler de kapanıp perdelenir bir gün.
Sevgini taşıyan gönlümün tenceresi diyemem Annem.
Tencereler de zaman kurşunuyla delinir bir gün.
Gönül sarayımın ateşi zemheriler de soğutulur diyemem Annem.
Zemherilerde çöl sıcağına döner, sensizlik diyarında her gün.
Her fani gibi sana unutulur diyemem Annem.
Yaşıyorsun dudaklarımın ucunda dualarımın sırrında her gün
NOT:Bu şiiri 10.06.1999 tarihinde Hak'kın rahmetine kavuşan annemin hatırasına yazdım.. Annemin ve vefat eden bütün annelerin ruhu şad olsun… Selami CAN
SÜTLAÇ KÖYÜ
KIŞIN KARLARLA ÖRTÜLÜ,
BAHARDA AÇAR SÜMBÜLÜ,
YAZIN ÖTERKEN BÜLBÜLÜ,
NE ŞİRİNDİR SÜTLAÇ KÖYÜ.
İLÇEMİZİN ADI DİNAR,
MEYDANINDA ULU ÇINAR,
GÖRENLERİN İÇİ YANAR,
NE GÜZELDİR SÜTLAÇ KÖYÜ.
ÇOBANLARA SELAM VERDİM,
ÇOCUKLARA KANAT GERDİM,
ONLARA TÜRKÜ SÖYLERDİM,
UNUTULMAZ SÜTLAÇ KÖYÜ.
ÖĞRETMENİM ÖZDEMİR’İM,
BEN EĞİTİM NEFERİYİM,
KENDİ GÖZÜMDE BİR CÜCE,
EL GÖZÜNDE YÜCE DEVİM.
ÖĞRETMEN - HÜSEYİN ÖZDEMİR
AYDIN--- MART 2008
|
35 YAŞ
Yaş otuz beş yolun yarısı eder
Dante gibi ortasındayız ömrün
Delikanlı çağımızdaki cevher
Yalvarmak yakarmak nafile bugün
Gözünün yaşına bakmadan gider
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar
Zamanla nasıl değişiyor insan
Hangi resmime baksam ben değilim
Nerde o günler o şevk o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan
Gökyüzünün başka rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar ateş yakarmış
Her doğan günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
Ayva sarı ,nar kırmızı,sonbahar…
Her yıl biraz daha benimsediğim
Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Nerden çıktı bu cenaze ölen kim
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
Neylersin,ölüm herkesin başında
Uyudun, uyanamadın olacak
Kim bilir nerde nasıl kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında.
CAHİT SITKI TARANCI
|
SÜTLAÇ KÖYÜM
Eli açık,kapısı kilitsiz, misafirine dostuna
Mekan tutmuş,yolların kavuştuğu ova üstüne
Köylerin pirisin,git otur baş postuna.
Gurbette sıla özlemi
çekenlere, ilaç köyüm
Adıyla tatlı,renğiyle
beyaz,Sütlaç köyüm
Toprağı verimli,milli tarlaları bereket saçar
Asude
semalarında,katar katar turnalar uçar
Hamam deresi fırtınalı rüzgarlara yelken açar
Göçeniyle
kalanıyla,insanlar sana muhtaç köyüm
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Minaresiyle kucak açmış gelene,karşılar camisi
Beş vakit bağrında, kıyama durur ahalisi
Görenleri hayran
bırakır,tarih kokan mimarisi
Bir kısmı
sulak,bir kısmı kıraç köyüm
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Yazları yayla misali,kışları yakar ayazı
Gedikte,avcılar bekler gümesinde keklik, kazı.
Kaklığın
tepesinde,dereleri çınılatır çobanların avazı
Gönüllerimizde
köşk,başlarımızda taç köyüm
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz Sütlaç köyüm
Köyümüzü yarıp, uzar gider treniyle rayları
Ömre bedeldir,köy parkında bir yudum çayları
Boztoprakta desen çizer,altın sarısı buğdayları
Bir kısmı ova, bir
kısmı yamaç köyüm
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Şeytan çaltısı boğazdan köpürerek akar sel suları
Edeklerde arılar taşır,kovanlarına ayçiçeklerden balları
Hamırlıdan başlayıp,güngörmezde biter sınır boyları
Bizi bağrına basan,şefkatli anaç köyü
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Pazarlar kurulurmuş,yollara sığmazmış,insanla araçlar
Mazide kaldı nalbantlar,fırıncılar,terziler saraçlar
Haber verin geçmişten,İstasyondaki asırlık ağaçlar.
Yoksula, yetime, mazluma,kapılarını aç köyüm
Adıyla tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Güneş doğup batarken,tozutur yolları sürüler
Hala ses verir, eski köyde istihkamlarda süngüler
Düğünlerinde zılgıtlar çalınıp,söylenir türküler
Adıyla tatlı,rengiyle beyaz,Sütlaç köyüm
Karamsarlığı bırakıp,yüreklere ümit saç köyüm
Gelip geçenlerin mola yeridir,köy kahvesi
Kuş bakışı gösterir köyümüzü, halı kuyusunun tepesi
Dünyaya açılan
pencere, Bilal Bilgen’le Köy sitesi
Hayırlılarla koşarken,şerlilerden, kaç köyüm
Adıyla tatlı,rengiyle beyaz, Sütlaç köyüm
Kadir şinastır halkımız,çok sayar hatır
Bizden hediye, vefa borcu,on kıta elli satır
Şahı makberdir,eski köy mezarlığında ki yatır
Adıyla
tatlı,rengiyle beyaz Sütlaç köyüm
Küheylanları
şaha kaldıran, kırbaç köyüm
Selami CAN
30/08/2008 DENİZLİ
HAŞHAŞ
Lale midir atan?
Karahisar mıdır anavatan ?
Teşekkürler sana,
Haşhaşı kültürümüze katan.
Zehri senden yaparlar,
Uyuşturucuyu da senden,
Çöreği senden yaparlar,
Ağrı kesiciyi de senden,
Ne mucize bitkisin,
Hem zehirsin, hem ilaç,
Bahar yine geldi,
İstersen beyaz, istersen mor aç.
ALINTIDIR.